30 Temmuz 2012 Pazartesi

itici kız..

kızların sevgili yaptıktan hemen sonra en yakın arkadaşını sevgilisinin kankasına kakalama saplantısından hiç hoşlanmıyorum..
"ya kıssıaam toner'in çok tatlı bir arkadaşı var, sizi tanıştırıcam sonra 2 çift gezmeye başlarııaaaaz kokorikukirikei"
baya itici!!!!
ille de bi anda hayatlarınız birleşmek zorunda diil kızlar..
hatta herkesin bireysel olarak özerk birer hayatının olması da oldukça sağlıklı bir durumdur..
yani siz biraraya geldiniz diye bütün arkadaşlarınızın da birbirini sevmesini ve birarada takılmasını hatta aşk yaşamalarını bekleyemezsiniz..
onun için rahat olun azcık, hasbelkader bir ortamda tanışırlar ve aşık olurlarsa olurlar, ama siz itmeyin nolur, çok boğucu oluyo!!!!

bu durum sevgilisinin annesiyle kanka olan, sürekli telefonlaşan kız hali kadar itici..
o kızlardan da hiç hoşlanmıyorum, daha ortada fol yok yumurta yok, devamli sevgilisinin annesini aramalar/sormalar; anneler gününde tebrik etmeler falan..
burada verilen mesajı söyliyim beyler: ANNENİN GÖZÜNE GİRİYİM DE!!!!....

biraz mesafe..

önemli not: şirin kızlardan gerçekten hoşlanmıyorum..

25 Temmuz 2012 Çarşamba

annemle imtihanım..

annem aradı az önce
"fatoş'un oğlu kız kaçırmış, fatoş'un oğlu kadar olamadın" dedi..
(fatoş: evde çalışan abla)
"anlamadım ben de mi kaçıriyim" dedim;
"ne biliyim 29 yaşına geldin, kaçır, kaçırıl bişiler yap işte, kaçırırsan ayvalık'a getirebilirsin" dedi?!?!

sonra da benden sağlıklı bir birey olmamı bekliosunuz dimi??
bekleyenler bi adım öne çıksın..

onbir ayın sultanı temmuz!!

Yine açılışlar, davetler, organizasyonlarla dolu bir Temmuz ayı..
Açılışı bir organizasyon için Kıbrıs’ta yaptım ve maalesef Kıbrıs’ı hiç sevmedim hatta nefret ve kin duydum, lanet yağdırdım..
Aslında çok da güzel bir organizasyon olmasına, mükemmel ağırlanmamıza rağmen Kıbrıs bi olmadı..
Bence zaten kuruluşundan beri Kıbrıs hiç olmamış, satalım orayı bence..
Neyse, böyle politik konuları daha farklı bir platformda değerlendiricem?!?!
Walla kimse kusura bakmasın ama hiç ait olduğum sınıf sistemine uygun değildi ve bundan dolayıdır ki kast sistemine duyduğum derin sevgi ve bağlılık bu tatilde daha da perçinlendi..
Gündüz gittiğim havuz kenarı ve plaj neybırhuudlarında maruz kaldığım yüksek dozda topuklu plaj terliği ve slip mayo sayesinde Kıbrıs artık benim için tam anlamıyla bir “fakirland” oldu..
Bi de bunlar yetmezmiş gibi bu tatilde aslında biraz da utanç duyduğum bir talihsizlik başıma geldi: klimadan boynum tutuldu, hem de çok fena..
2012’de artık hala klimadan boyun tutulur mu allaşkına bu ne yaa!!
bence klimadan tutulmak “mojito tutması” kadar kıro ve fakir bi hareket.. ama gelin görün ki ben tutuldum.. benim gibi lüks ve şaşaa düşkünü bir insan için takdir edersiniz ki bu durum ziyadesiyle utanç vericiydi..
Sanırım bu tatilde en mutlu olduğum anlar duty free kısımlarıydı.. siz düşünün yani..
Keşke yurtdışına çıkmadan da duty free’ye girebilsek.. aah ah.. umut fakirin ekmeği..
Öğğkk o ne be!! Resmen fakirlikle ilgili özlü sözler falan söylemeye başlamışım..
Seni hiç sevmedim Kıbrıs ve umarım ömrümün kalanında da bir daha karşılaşmamız gerekmez, sorun sende diil bende Kıbrıs!! İstersen daha da uzatabilirim, ayrılık klişelerini sıralayabilirim??
Ama bu tatilden hemen sonra beyaz Türklerimle kucaklaşmak için kendimi Bodrum ve Çeşme sahillerine attım..
Allahım all those blush and martinis!!!!
 (bazen kendimi İngilizce daha iyi ifade edebiliyorum, rüyalarımı bile İngilizce görüyorum?!?!)
su gibi akan şaraplar, kokteyller, Ege’nin serin suları, her akşam 9’a kadar iskelede yuvarlanmalar,  Adamik ve tatlı çocuklar..
ve tabiî ki suit odamız..
her şey o kadar zengin, o kadar görkemliydi ki..
daha yazmiyim bence artık..
Bize bıkmadan, yorulmadan hizmet eden Otto Flamm ekibine ve transporteyşın’da desteğini esirgemeyen Cihan Abi’ye tekrar teşekkürler ama üzülmeyin yine geliceeeeez süpriiiiz.

##untitled##

pek bi yazamıyorum bu aralar..
bakıyorum acaba söylicek şeyim mi yok diye??
yoo aslında var da..
cır cır maşallah hiç de susmuyorum hatta..
ama yazmaya üşeniyorum.. keşke ben düşünsem blogspot benim için yazsa..
yani bunu da ben mi düşünücem??
ancak sitenin tasarımını değiştirin zırt pırt aklım karışsın diye..

evet evet bi tıkanıklık var bende, bi olmuyorum ben bugün..
bi de yine gergine bağladım bu aralar, feytıl atarlar ve giderler şeklindeyim..
öyle yani yapicak bişey yok..
sonuçta pms'le ilgili sonsuz yazılarımı okumuş olmanız lazım..
bu dönemi minimum hasarla atlatmak için beni sonsuz toblerone'la beslemeniz, şarkılar söylemeniz, saçlarımı örmeniz gerekir..
ayda bir de benim için bunları yapamıcaksanız ohoooo, tekrardan oturup konuşalım bence..

o diil de bu aralar fena halde orası burası başka renk erkek gömleklerine taktım..
hani var ya böyle mesela yakası ve kol manşetleri beyaz, ama vücud kısmı çizgili..
onu kim çıkardıysa çok fena bad duamı alio söyliyim..
ıykk acaip çirkin bişeyler ya, mahsun kırmızıgül gömleği gibi..
bi de mahsun kırmızıgül vardı?? acaba yeni bir doğu anadolu yarasını ne zaman film yapıcak??
of ya keşke twilight serisini mahsun'a çektirselerdi..
burdan sonrasını ben hayal etmicem!!!!
etmiceeeeemmmmm la la la lalaaaaaa şarkı söyleyerek bu düşünceden uzaklaşmam lazııııım!!!!

ay ya ve şu anda da nası saçmalıyorum belli diil, yazıcak bişey bulamadıkça sarpa sarıyorum, işin içinden çıkamıyorum, ben yarına kadar giderim böyle söyliyim, acil konuyu bir yere bağlamam lazım..

ya neyse ya bu yazı hiç olmadı, okumayın bence..
ben de bi daha okumicam, yıllar sonra Yasemin "halam da iyi saçmalamış, bozmuş bozmuş toplayamamış" desin diye yayınlıyorum yani sorumlu hissetmeyin sakın..