28 Kasım 2012 Çarşamba

ihtiyaçları önceliklendiremiyoruz

iPhone 5'in icadı, çift kişilik yorgan geçirme ya da bulaşık makinesi/çamaşır makinesi boşaltma aparatından daha mı elzem bir ihtiyaçtı?!?!
bu icatların sıralamasını kim yapio??
önden bir kamuoyu yoklaması yapsanız zaten şu an 10 kat daha lüks bir hayat sürüyoduk.
gerçekten lükse çok düşkünüm, bu konuda ödün veremem.
kendi lüks teritorimden çıktığımda da kurtlanmalar, huzursuzlanmalar, manyaklaşmalar yaşıyorum, şaftım kayıyo..
şu hayatta çift kişilik yorgan geçirirken ya da makina boşaltırken yaşadığım moral bozuklukları toplansa toplansa beni şu an öldürebilirler ya da hiç bir şey yapmasalar çok fena dövebilirler, ağzımı kırabilirler, saçlarımı örüp gece yanıma yatabilirler..
makinadan bardakları çıkarıp dolaba kaldırırken o mutsuzluk büyüyo da büyüyo, aaaaayhhhh diyip koşa koşa evden çıkıp gitmek istiyorum, koşarken de proneti açmak istiyorum ki bi daha dönersem alarm çalsın yine dönemiyim diye.

bi de balkona asılan çamaşırların toplanma aşamasında aynı şeyi yaşıyorum.
o çamaşırlar devleşio sanki. onun için de altın oranı buldum:
çamaşırları hatice abla gelmeden hemen önce yıkıyorum ve asma işini ona çakıyorum.
bi itirafta bulunucam!!
herkes sussun!!
hatice abla'nın astığı çamaşırları toplamaktan bile o kadar nefret ediyorum, o kadar üşeniyorum ki her gece yatmadan perdeleri kaparken çamaşırlarla gözgöze gelmemek için başka yerlere bakıyorum ve perdelerimi tatlı tatlı indiriyorum ve bazen 1 hafta toplamıyorum.
ve 1 hafta sonunda topladığımda da gri oldukları için aynı şeyleri tekrar yıkıyorum.
evet ne var!! tekrar yıkıyorum!!
çünkü ilk etapta yaşadığım iç daralması o kadar büyük ki, sonradan tekrar yıkamayı göze alabiliyorum, zaten o aşamada da ilahi bir güç kendiliğinden gelio, öyle inanıyorum ben.
bu itiraftan sonra benden bir kaç gün haber alamazsanız polise haber verin, annem beni klorakta boğmuş olabilir.
pardon anne de burdan da bu ikazı yapmak zorundayım, sonuçta can güvenliğim söz konusu.

çift kişilik yorgan geçirme konusu ise tam bir ilüzyon.
öyle bişey yok gerçekten.
o koskoca yorganın 4 köşesini nevresime denk getirirken o yorganın toplamda birkaç saniye havada asılı durması gerek!!!!
4 tane birbirinden bağımsız köşeyi ben nasıl tutabilirim?!?!
2 tane elim var!!
ayaklarımla da henüz nevresim geçiremiyorum.
her geçirme deneyimim ayrı bir macera, bilimkurgu, fikşın ve daha niceleri. çizgi filmlerdeki gibi bir anda düğüm oluyoruz ve bir toz bulutu içinde havada yuvarlanmaya başlıyoruz.
gerçekten bunu yapmam beklenmio dimi??
yapana da inanmıyorum ayrıca.
onun için nevresim işini de hatice abla'ya "delege ettim"
bence zaten o da tek başına geçirmiodur.

çarşamba önemli bir gün. bugün geçerse haftasonuna göz kırpabilirim, yanağından kesme alabilirim.
ama ya hiç geçmezse ve ölene kadar çarşamba kalırsa diye de endişe etmiyor değilim.

teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder