1 Eylül 2015 Salı

çok zengin olursam...

kendime, sadece kendime hizmet eden, bir dediğimi iki etmeyen, beni pamuklara saran, sabahları omuzlarıma öpücükler kondurarak uyandıracak bir uşak bulmak olucak.
çünkü;
bulaşık makinası boşaltmamak,
her sabah yatağı toplamamak,
her akşam ne yicez diye düşünmemek,
bazen işten geldiğimde evde tatlı bir drink sofrası, yanında bir "lö şarküteri tabağı" ve tatlı bruschettalar bulmak istiyorum.
çok mu istiyorum ha çok mu istiyorum??
yapan nasıl yapio??
zaten hepimizin hayatında olan, rutin tatlılıklar diil mi olm bunlar?

neyse henüz çok zengin değiliz, ama zarif eşim beni çok iyi tanıdığı ve karısını en güzel sakinleştiren şeyin şampanya olduğunu bildiğinden son evrupa seyahatinden bana tam 2 şişe bottega gold almış.
(kıbrıs-çünkü içki hayvan gibi ucuz. sadece bu yüzden bile taşınırım o çirkin yere. ama bence hala iyi bir alıcısı olursa hemen satıp parasını faize yatıralım derim ya da ne biliyim alplerden bir ufak yamaç falan alıp, sınırlarımızı artık evrupa'ya uzatalım derim.)

şimdilik bottega ve cappy portakalı karıştırarak kendi mütevazi mimosamı yapacağım, until my next sarabeths brunch.
(burayı da ingilizce yazdım çünkü bazen ingilizce düşünürüm bitch!! şaka şaka daha havalı olduğu için.)

cheers fakirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder