öyle ki her sabah güne muza binerek başladık, birbirimize şampanyalar attığımız ucuz ama zengin şakalar yaptık..
ve dönüşümde de yine beni kilometrelerce okur faksları karşıladı..
şu hayatta da herşeyi anlıyorum, uçaklar uçabilir, dokunmatik bilgisayarlar olabilir ama faks teknolojisini hiç anlamıyorum, kağıdı bi yerden sokuyosun diğer taraftan çıkıyo?!?! garip!!
yılbaşında lüks, şaaşaa, görkem, pırıltılı bir hayat, konfetiler, süsler ve de yüksek dozda metal müzik bizimleydi..
aslında metal müzik dışında plana oldukça sadık gittik, ancak planda olmayan bir şekilde metale maruz kaldık..
ama olsun bu yılbaşı da metale doyduk?!?!
pentagram bitti, prodigy başladı..
bu arada tabiki sevgili alişan gibi gerizekalı olmadığımız için konfetileri yutmadığımızdan yılbaşı gecesini sorunsuz tamamladık.
alişan ne alaka diyenler için yılbaşı ertesi çıkan ve gözden kaçması muhtemel bir gazetecilik eserini sizlerle paylaşmak istiyorum:
buna ne yorum yapsam açıkçası ben de bilemedim..
ama gülme işlemini ağzımızla yaparsak iyi olur..
şu hayatta uzayda yer kaplayan (ki kendisine nesne diyoruz) herşeye (canlı-cansız-metal-ametal) belli oranda bir saygım var.
ama bu haberden sonra bir canlı (ametal de olabilir) olan alişan'a olan saygımla ilgili kuşkularım ve korkularım var.
ve bunu tam yazarken gördüğüm 2.bir Alişan görseliyle de hislerim perçinlendi, bunu sizinle paylaşamadan edemedim..
LV çantası ve dili dışarıda botlarıyla sizce de çok tatlı değil mi?
yavrularından almak istiyor insan..
keşke o da bodrum'da olsaydı..
herneyse..
tatilimizin önce güzel, sonra olumsuz bazı yanlarından bahsetmek istiyorum.
en güzel yanı: yüksek dozda sandoz alımı oldu, çok iyi oldu, çok da güzel oldu..
en kısa zamanda adamik'e gidip bir shaker sandoz almanızı tavsiye ediyorum.. almanızı derken içki almak anlamında, zira biz daha önce shaker'ları da aldık ama kapaklarını çalmayı unuttuğumuzdan çok güzel vazo olarak kullanıyorum şimdi..
bkz: görsel no.1en kısa zamanda adamik'e gidip bir shaker sandoz almanızı tavsiye ediyorum.. almanızı derken içki almak anlamında, zira biz daha önce shaker'ları da aldık ama kapaklarını çalmayı unuttuğumuzdan çok güzel vazo olarak kullanıyorum şimdi..
ayrıca da adamik'in dekorlarından sökmek suretiyle "çaldığımız" yılbaşı süsleriyle o kadar eğlendik o kadar eğlendik ki gül gül öldük?!?!
ağzımız burnumuz o parlak pürçeklerle doldu doldu taştı..
ama bu yılbaşı sanırım hayatımda ilk defa yeni yıla girerken o çirkin külah şapkalar kafamda değildi.. bundan dolayı da 2012'den beklentim çok yüksek..
danslar, şakalar, komiklikler havalarda uçuştu..
sabah ise gördüğümüz manzara bizi biraz şaşırttı, zira tüm üstümüzde olan yılbaşı süslerinin hepsi küvetin içindeydi..
yeni yıl sadece eğlence değil, artık bir gizemi de beraberinde getirmişti.. hın hın hın hın hın hın....
(blogumun aksiyon yönünün zayıf olduğunu farkettim, üzerinde çalışıyorum)
olumsuz yönler ise; otel odasındaki fön suretindeki fan aleti ve de dört bir yanımızı saran ahşap mevcudiyetiydi..
allaşkına aranızda otel fönleriyle saçlarını adam gibi kurutabilen (dikkat ederseniz kurutabilen diyorum zira şekillendirmekten bahsedemiyorum bile) bi kişi var mı??
kendine faydası olmayan, fiiiiiii diye içinden bi hava üfleyen plastikleri bağlıyolar otel odalarına ve bize de föy diye sunuyolar ya deliriyorum..
hangi elektronik firması konuya el atacak ve artık otel odalarına da adam gibi 2000w fön koyucak çok merak ediyorum..
buradan turizm bakanına sesleniyorum: türkiye bu fanlarla bir yere gelemez anlıyo musun??
bunun dışında bizi çok şaşırtan diğer bir olay;
otel odasında dünyanın en büyük ahşap konstrüksiyonunu gördük!!
üstelik bir odada bundan 2 tane var!! her odada 2 tane olduğunu düşünürsek ciddi bir ahşap istismarından bahsedebiliriz.. öyle ki ormanlar yok olmasın diye biz odada kibrit yakmaktan çekindik..
veeee tabiki yeni yıl klişeleri de bizleri yanlız bırakmadı..
herkes yeni yıl için aldığı radikal kararları söyledi falan aslında hiç istemesek de her ölümlü gibi bu standart geyiği yaptık.. ama tabiki çok prensipli bir insan olan ben yeni yıl kararımı sadece yeni yılın ilk 3 gününde uygulayabildim, kalan 362 günden ise şüpheliyim..
işte böyle canlarım..
seneye yeni yıl için bodrum'u size de öneriyorum.
ama bir ufak tavsiye: hava durumu bodrum soğuk ve yağışlı diyorsa bunu inanın!!
zira "bodrum ne kadar yağışlı ve soğuk olabilir kiiiiaaaa" diye düşünen bizler cumartesi günü düdüğe dönmek suretiyle ıslandık ve üşüdük..
yani siz benim dediğimi yapın, yaptığımı yapmayın..
bir hafta rötarla da olsa iyi seneler..
ps: muza bindiğimiz kısmı şakaydı.. herşeyi ciddi alıyosunuz diye bu uyarıyı yapmak zorunda hissettim..
ama yaz olsa kesin binerdik..
bodrum'a gitmişim, her türlü ucuz turist eğlencesini yapmak benim en doğal vatandaşlık hakkım bence..
Sevgiler,
MyMujjjj
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder